
Aort Kapak Replasmanı (AVR),
Aort kapak replasmanı (AVR), aort kapak stenozu veya aort kapak yetmezliği gibi aort kapak hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir cerrahi işlemdir. Aort kapak, kalpten çıkan ana atardamar olan aortun, sol ventrikül ile birleştiği yerdedir.
Aort Kapak Replasmanı (AVR),
Aort kapak replasmanı (AVR), aort kapak stenozu veya aort kapak yetmezliği gibi aort kapak hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir cerrahi işlemdir. Aort kapak, kalpten çıkan ana atardamar olan aortun, sol ventrikül ile birleştiği yerdedir. Aort kapak stenozu, kapak yapraklarının sertleşmesi nedeniyle daralması ve kan akışının kısıtlanması durumunda meydana gelirken, aort kapak yetmezliği, kapak yapraklarının tam olarak kapanmaması nedeniyle kanın geriye kaçması durumunda ortaya çıkar.
AVR işlemi genellikle açık kalp cerrahisi olarak gerçekleştirilir ve şu adımları içerebilir:
- Anestezi: Hastanın anestezi alması ve uyutulması.
- Göğüs Kafesinin Açılması: Göğüs kafesi üzerinde bir kesinin yapılması ve sternumun (göğüs kemiği) açılması.
- Kan Devresinin Hazırlanması: Kalp-lung makinesi kullanılarak kan dolaşımının kalpten geçirilmesi ve oksijenlenmesi.
- Aortun Kesilmesi: Aortun açılması ve hastanın kalbinin durdurulması.
- Eski Kapak Yapraklarının Çıkarılması: Aort kapağın üzerindeki hasarlı veya sertleşmiş yaprakların çıkarılması.
- Yeni Kapak Yerleştirilmesi: Protez bir aort kapak veya biyolojik bir kapak, aortun yerine dikilir.
- Göğüs Kafesinin Kapatılması: Sternumun kapatılması ve dikişlerin atılması.
AVR işlemi, aort kapak hastalığının ciddiyetine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. AVR, aort kapak hastalığının semptomlarını hafifletmek, kalp fonksiyonlarını düzeltmek ve komplikasyon risklerini azaltmak için uygulanır.
AVR sonrası iyileşme süreci, hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve cerrahi prosedürün karmaşıklığına bağlı olarak değişir. Tedavi sonrası hastanede kalış süresi genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişebilir. Cerrahi sonrası dönemde, doktorun verdiği talimatların ve rehabilitasyon programının düzenli olarak takip edilmesi önemlidir.
Varislerin birkaç nedeni olabilir:
- Genetik Yatkınlık: Aile öyküsünde varisler olan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir.
- Yaş: Yaş ilerledikçe, damarların elastikiyeti azalır ve varis gelişme riski artar.
- Cinsiyet: Kadınlarda varis görülme olasılığı erkeklere kıyasla daha yüksektir, özellikle hormonal değişiklikler (gebelik, menopoz) sırasında.
- Hareketsizlik: Ayakta uzun süre durma veya oturma, kanın bacaklarda birikmesine ve varis gelişimine katkıda bulunabilir.
- Obezite: Fazla kilo, bacaklardaki damarların üzerine ekstra bir yük binmesine ve varis oluşumuna neden olabilir.
Varisler genellikle teşhis edilmesi kolaydır ve genellikle fizik muayene ile tanı konur. Tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunabilir:
- Kompresyon Çorapları: Bacaklara basınç uygulayarak kanın daha iyi dolaşmasını sağlayarak semptomları hafifletebilir.
- Skleroterapi: Küçük varislerin tedavisi için damar içine bir çözelti enjekte edilir, bu da damarın kapanmasını ve kaybolmasını sağlar.
- Lazer veya Radyofrekans Ablasyon: Varisli damarın içine bir lazer veya radyofrekans cihazı sokularak ısı uygulanır, bu da damarın kapanmasını sağlar.
- Cerrahi Çıkarma: Büyük veya karmaşık varislerin tedavisi için cerrahi olarak çıkarılabilir.
Varis tedavisi, semptomların şiddeti, varislerin boyutu ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bir doktora danışarak kişiye özel bir tedavi planı oluşturulması önemlidir.